Dolar 32,2287
Euro 34,7044
Altın 2.443,92
BİST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18 °C
Az Bulutlu

Türkiye’de Beş Yıl

25.12.2022
236
A+
A-
Türkiye’de Beş Yıl

Liman von Sanders, Türkiye’de Beş Yıl, çev. Eşref Bengi Özbilen, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2010

Kitap Adı: Türkiye’de Beş Yıl

Orijinal Adı: Fünf Jahre Türkei

Yazarı: Liman von Sanders

Çevirmen: Eşref Bengi ÖZBİLEN

Basım Yılı: 2016

Baskı: 7.Baskı

Sayfa Sayısı: 482

Cilt Tipi: Karton

Dil: Türkçe

Yayına Hazırlayan; İrem Nur URAL

Bu yazıda Sanders’in Malta’da tutuklu bulunduğu süre zarfında ve daha sonra elindeki belgeler ile tamamladığı Türkiye’de beş yıl olarak adlandırdığı hatıralarından bahsedeceğim. Konuya genel bir giriş yapmak gerekirse;

Liman Von Sanders, 1913’te Osmanlı Devleti ile Almanya arasında imzalanan askeri anlaşma ile Askerî Heyet’in başkanı olarak Osmanlı Devleti’ne gelmiştir. Sanders Paşa, savaşın başında ve sonunda Osmanlı Devleti’nin varlığı açısından çok kritik önemi olan iki cephede ordu komutanlığında bulunmuştur. Savaşın son yılında tayin edildiği Suriye ve Filistin bölgesindeki Yıldırım Ordular Grubu komutanlığı vazifesini de yürütmüştür. Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı gün olan 31 Ekim 1918’de Yıldırım Orduları Komutanlığını Mustafa Kemal Paşa’ya devreden Liman Paşa, İstanbul’a dönmüş 1919’da Almanya’ya hareket etmiştir. Ancak bu yolculuğu Malta’da kesintiye uğramış ve burada İngilizler tarafından savaş esiri olarak tutuklanmış ve tutuklu olduğu süre boyunca hatıralarını kaleme almıştır.

Askeri bir görevle geldiği halde memleketin iç ve dış sorunlarına yakından tanık olmuştur. Sultan Reşat, Sultan Vahdettin, Sadrazam Sait Halim Paşa, Talat Paşa ve Enver Paşa’yı tanıma fırsatı bulmuş ve ayrıca Mustafa Kemal Paşa ile silah arkadaşlığı yapmıştır.

 (Kitabın ilgi çekici birkaç kısmından bahsetmek gerekirse ilk olarak Sanders ve Enver Paşa arasındaki çatışmaya değinmek isterim). Bu çatışma Sanders’in anlattığına göre Enver Paşa’nın Harbiye Nazırı olduktan sonra politika alanında kendisine rakip gördüğü Türk subaylarını ordudan ayıklaması ve tavırlarının değişmesiyle başlayarak Enver Paşa’nın orduları teftiş eden Sanders’ ten ordunun kötü durumunu saklamaya çalışması ile iyice kızışan bir vaziyet almıştır.

Enver Paşa ile aralarında sürtüşmeler ne kadar dikkat çekici olsa da bence eserin en dikkat çekici kısmı detaylı bir şekilde anlatılan Çanakkale Muharebeleri olmuştur. Bu kısma 7-8 ve 9. bölümlerde yer veriliyor; bahsetmek gerekirse, 1915 yılının başlaması ile birlikte dikkatler Çanakkale’ye çevrilmiştir. Bu bölümlerde Sanders; İngiliz ve Fransızların Çanakkale Boğazını zorlayarak İstanbul’a girme ihtimallerinden, Balıkesir bölgesinin teftişi ve sıkıntılarından, Gelibolu’ya karargâh kurması ve düşmanın çıkarmayı nereden yapacağını kestirmeye çalışmıştır. Bununla birlikte yapılacak olan oynak (hareketli) savunmanın nasıl olacağından, Çanakkale Muharebelerinin arka planındaki zorluklardan yapılan stratejilerden detaylı bir şekilde bahsetmiştir.

Elbette eserde sadece Çanakkale Muharebeleri ve Enver Paşa ile olan sürtüşmelerden bahsedilmemiştir. Kitabın 11. kısmından itibaren Alman Askeri Heyeti’nin durumundan, Avrupa’ya Türk birliklerinin gönderilmesinden, Kafkas cephesinin durumundan, görülen salgın hastalıklardan, korsan baskınlarından, Yıldırım Ordularının kuruluşu ve Enver Paşa’nın Alman Askeri Heyeti’nin yetkilerini kısma çabasından ve sonlara doğru Enver Paşa’nın bitmek üzere olan Alman Askeri Heyet Sözleşmesini yenileme niyetinin olmadığından da bahsedilmiştir. Genel olarak Osmanlı’nın Dünya Harbinin başlamasından önceki tarafsız durumunu ve harbin başlamasıyla ile birlikte açılan cephelerden Çanakkale Muharebesinden, Yıldırım Orduları grubundan detaylı şekilde bahsedilmiştir. Ayrıca 1918 Mart’ tan başlayarak Ekim ayının sonuna kadar olan olaylardan ay ay bahsedilmiştir. Sadece bizzat içinde bulunduğu muharebelerden değil bilgisinin olduğu diğer muharebeler hakkında da bilgi vermiştir. Türk-Yunan ilişkilerinin çatışmaya dönmesi, Türk-Rus teması, Kösten adasını zaptı gibi konulara da değinilmiştir.

Genel çerçevede bölgesel olarak da olayların nerelerde geçtiğine değinmek gerekirse; İstanbul, Çanakkale bölgesi, Anadolu, Kafkasya, Irak, Mısır ve Filistin bölgelerinden de bahsedilmiştir.

Eserde ayrıca yazılan bir başka eserden daha bahsedilmiştir. Bu da Sanders’in karargahında harbin başından beri bulunan yaverlerinden biri tarafından yazılan ve Almanya’da da yayınlanan Çanakkale Muharebeleri adlı eserdir. Muharebelerin bir özetini anlatan eser, Enver Paşa’ya sunulmuş hatta Paşa tarafından çevirisinin yapılması bile istenmiştir. Ancak kitap Almanya’da kısa bir süre satıldıktan sonra Türk Genel Karargahı’nın eser hakkında yeni Çanakkale Harbi için yol gösteriyor diyerek itirazda bulunulmuş ve itiraz üzerine Alman Hükümetince toplattırılmıştır. Sanders’in söylediğine göre eserde; ordularının önceden yayınlamış raporları, gazete haberleri ve herkesçe bilinen bilgiler dışında bir şey bulunmadığını ve kitabın satışının yasaklanması, ancak şahsi bir kapris ile açıklanabilir diye belirtmiştir.

Eserde son olarak; Kasım ortalarında Çanakkale Boğazının açılmasıyla İstanbul’da görülen İtilaf Devletleri’nin filolarından ve İstanbul’un bir Türk şehrinden çok Yunan şehri gibi gözükmesinden; Almanya’ya dönüş emrinin verilmesinden, Malta’da olan sürgün sürecine değinerek eseri sonlandırmıştır.

Toparlamak ve bir yorumda bulunmak gerekirse 24 bölümden oluşan ve ilgi çekici olaylara değinen eser akıcı ve anlaşılır bir üsluba sahip. Kitabın kapsadığı olaylar, bahsedilen kişiler Sanders’in olaylar hakkındaki yargıları göz önüne alındığında bir insanın bilmediği bir coğrafyada ne kadar deneyimli olunursa olunsun hatasız devam etmenin ne kadar zor olabileceğini çeşitli zorlukların, savaş durumu olsa dahi güç ve mevki hırsının ne gibi sorunlar ortaya çıkardığını da bir nebze olsun görmüş oluyoruz. Kendi hatıralarını anlattığı için tamamen objektif bir eser diyemeyiz ama yine yer yer eleştirel yaklaşımlarıyla farklı bir açıdan olayları görmemizi sağlamaktadır. Üslubuyla ve içeriği ile okunması gereken bir eserdir.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.