Dolar 32,2112
Euro 34,6645
Altın 2.390,21
BİST 10.204,51
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18 °C
Az Bulutlu

Cemal Paşa (1872-1922)

26.12.2022
636
A+
A-
Cemal Paşa (1872-1922)

Cemal Paşa (1872-1922)

            Asıl adı Ahmed Cemal olup 6 Mayıs 1872’de Midilli’de doğmuştur. 1890 yılında Kuleli Askeri İdadisinden, 1893 yılında ise Mekteb-i Harbiye-i Şahane’den mezun olduktan sonra erkân-ı harbiye tamamlayarak, erkânıharp yüzbaşısı olmuştur. 1898’de Üçüncü Ordu’ya bağlı olarak Selanik’te görevlendirilmiştir. Bu sırada İttihat ve Terakki Cemiyet’i tarafından gerçekleştirilen askeri teşkilatlanma faaliyetlerine sempati duymaya başlamıştır. 1905 yılında binbaşılığa yükselen Cemal Bey, bir sonraki sene gezici bir görev üstlenmiş ve Rumeli Demiryolları Müfettişliğine getirilmiştir. Görevleri arasında, askeri yolların yapımının hızlandırılması da vardı ki; bu görev sayesinde, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin örgütlenmesinin yaygınlaşıp, genişlemesi için çalışmış ve başarılı da olmuştur. (Cemal Bey 1904 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin gizli teşkilatında Merkez-i Umumi üyesi olmuştur.) Cemal Bey Eylül 1906 yılında, 150 kayıt numarasıyla 49. sıradan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’ne üye olmuştur. 

            1907 yılında Üçüncü Ordu’nun kurmay heyetinde görevlendirilmiştir. Burada Kurmay Kolağası Mustafa Kemal (ATATÜRK) ve Kurmay Kolağası Fethi (OKYAR) Bey’ler ile birlikte çalışmıştır. 1908 Jön Türk İhtilali’nden sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin askeri kanadı içinde dikkat çeken Cemal Bey, cemiyet adına İstanbul’da siyasi durumu kontrol altında tutmak üzere görevlendirilen on kişilik heyette görev almıştır. Daha sonra kaymakamlığa terfi etmiş ve Anadolu’ya gönderilmiştir. 31 Mart Vak’ası üzerine İstanbul’a gelmiş ve Ayastefanos’ta Hareket Ordusuna ve bu ordunun İstanbul’daki harekâtına katılmıştır. Daha sonra Üsküdar mutasarrıfı olarak görevlendirilmiştir.

            Cemal Bey, Adana’da Ermeniler ’in çıkardığı olaylar üzerine vali ve “kuvve-i mürettebe” kumandanı olarak oraya gönderilmiştir.  Olayların bastırılmasında ve sorumluların cezalandırılmasında başarı göstermiştir. 14 Ağustos 1911 yılında Bağdat Valiliği görevine başlamıştır. Burada bir yandan Arap aşiretlerinin çıkardığı isyanla ve aşiretler arasındaki kaynaşmalarla ilgilenmiş, bir yandan bayındırlık eserleri yapımına hız verilmesi için çalışmalarda bulunmuştur. Trablusgarp’ta Türk-İtalyan savaşı başlayınca, dönemin kimi genç subayları gibi, savaşa katılmak üzere İstanbul’a başvurup izin istediyse de izin alamamıştır. Ancak, Said Paşa’nın başında bulunduğu, İttihat ve Terakki hükümetinin 4 Temmuz 1912’de çekilmesi üzerine Cemal Bey’de Bağdat valiliğinden istifa edip İstanbul’a dönmüştür. Kendi isteği ile 21 Eylül 1912 tarihinde Konya Redif Fırkası kumandanı olarak görev almış ve fırkası Pınarhisar’ında yenilince Çatalca’da ki savunma hattına çekilmek zorunda kalmıştır. Ekim 1912’de Miralaylığa terfi eden Cemal Bey bu sırada koleraya yakalandığı için İstanbul’a dönmek zorunda kalmıştır.

            23 Ocak 1913’te Enver Bey’in öncülüğünde gerçekleştirilen Babıali Baskını ile sadarete getirilen Mahmut Şevket Paşa’nın emriyle İstanbul muhafızlığına tayin edilmiştir. Görevine hemen başlamakla beraber darbe sonrasında ki karışıklığın giderilmesinde önemli rol oynamıştır. II. Balkan Savaşı sırasında İttihat ve Terakki’nin Edirne’yi geri almasında etkin liderlerden biri olmuştur.

            Cemal Bey, 16/17 Aralık 1913’te Nafia Nazırlığına vekâleten getirilmiştir. Öte yandan Balkan Savaşlarındaki hizmetleri ve İstanbul Muhafızlığı döneminde gösterdiği üstün başarılara binaen, kıdemine üç yıl eklenerek Mirlivalığa (Tuğgeneralliğe) terfi etmiş ve 3 Ocak 1914 tarihinde paşa olmuştur. 9/10 Mart 1914 tarihinde Bahriye Nazırı olmuştur. Cemal Paşa, Birinci Dünya Savaşına girerken Fransa’nın desteğini kazanmak amacıyla Fransa’ya gitmiştir. Ama siyasal İttifak sağlayamamış ve bunun üzerine Enver ve Talat Paşalarla birlikte 2 Ağustos 1914’te yapılan Osmanlı-Alman İttifakını desteklemiştir. Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşına girmesi üzerine, Bahriye Nazırlığının yanı sıra 2. Ordu komutanı olarak görevlendirilmiş ve kısa bir süre sonra Filistin’deki 4. Ordu komutanlığına atanmıştır. (Kasım 1914). 1915’te ferikliğe (Korgeneral) yükselen Cemal Paşa, Mısır’ı İngilizlerden almak amacıyla düzenlenen ve I. (Şubat 1915) ve II. (Temmuz 1916) Kanal Seferleri olarak bilinen çarpışmalarda komuta ettiği Osmanlı güçleri ağır kayıplar verince geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bu arada, Cemal Paşa, yerel Arap liderlerinin Osmanlı Devleti aleyhindeki tutumları artınca, bu kişilerin yargılanmasını ve çeşitli cezalara çarptırılmasını sağlamıştır.

            Askeri yenilgilere karşısında gerekli düzeltmeleri yapmak amacıyla Temmuz 1917’de 4. Ordu kaldırılarak yerine Yıldırım Orduları Grubu kurulmuştur. Cemal Paşa’da göstermelik diye tabir edilen bir göreve getirilerek; Suriye, Filistin, Hicaz, Yemen ve Asir bölgesinden sorumlu Suriye ve Arabistan Orduları Umum Komutanlığına atanmıştır. 1918’de bölgenin denetimi Yıldırım Ordularına verilince de bu görevinden ayrılmıştır.

            Birinci Dünya Savaşının yenilgiyle sonuçlanmasının ardından; Cemal Paşa 1 Kasım 1918 gecesi Enver ve Talat Paşalar ve diğer önemli İttihatçılar ile birlikte ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır. Odesa üzerinden önce Almanya, ardından İsviçre’ye gitmiştir. Bu arada Divan-ı Harb-i Örfi tarafından yargılanarak gıyabında idama karar verilmiştir. Cemal Paşa, Berlin, Reval ve Moskova’da temaslarda bulunduktan sonra, 12 Temmuz’da Moskova’dan Taşkent’e hareket etmiştir ve karargâhını Taşkent’te kurmuştur. (Ayrıca Cemal Paşa, Mustafa Kemal Paşa’ya yazdığı mektuplarda eylemlerini ve düşüncelerini anlatmıştır.) Afgan emiri Emanullah ile anlaşarak ülkenin ordusunu düzenlemeyi kabul eden Cemal Paşa, Afganistan ve Sovyetlerin yakınlaşmasında etkin rol oynamıştır.

            Eylül 1921’de çeşitli görüşmeler yapmak üzere Moskova’ya gitmiştir. Fakat Cemal Paşa, Türkiye’ye dönme ve ülkesinde yaşamayı her fırsatta dile getirmiştir. Bu yüzden Ankara’dan gelecek izni beklemiştir. 5 Temmuz 1922’de Moskova’dan Tiflis’e geçen Cemal Paşa, orada çeşitli girişimlerde bulunmuş ve Kars’a girebilmek için yapılan başvurunun sonucunu beklemeye başlamıştır. Ancak Tiflis’te çok fazla Ermeni komitacının oluşunun yarattığı tehlike ortamı Cemal Paşa’yı beklemekten vazgeçirip kentten ayrılmaya sevk etmiştir. Tüm bu gelişmeler sonucunda Cemal Paşa kararını uygulayamadan 21 Temmuz 1922 akşamı Büyük Petro Caddesi’nde iki yaveriyle birlikte, Kerekin Lalayan ve Sergo Vartanyan adlı iki Ermeni komitacı tarafından şehit edilmiştir. (Cemal Paşa’nın Rus gizli servisi ve Gürcü komitacılar tarafından da öldürülmüş olabileceğine dair farkı kaynaklarda çeşitli bilgiler bulunmaktadır) Tiflis’te gömülen Cemal Paşa’nın kemikleri Kazım Karabekir Paşa’nın girişimleriyle 28 Eylül 1922 tarihinde Erzurum’a getirilmiş ve Kars Kapısında merhum Hafız Hakkı Paşa’nın yanında, yaverleriyle birlikte toprağa verilmiştir.

KAYNAKÇA

Artuç, Nevzat, Cemal Paşa, TTK Yayınları, Ankara, 2008.

Cemal Paşa, Hâtırat: 1913-1922, İstanbul 1922.

Hanioğlu, M. Şükrü, TDV İslam Ansiklopedisi, “Cemal Paşa” Mad., İstanbul, 1993, s. 305-307.

İzgöer, Ahmet Zeki, Hatırat “Cemal Paşa”, DBY Yayınları, İstanbul, 2012.

Kabacalı, Alpay, Hatıralar “Cemal Paşa”, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2016.

Yapıtlarıyla ve Yaşamlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, cilt I, YKY Yayınları, İstanbul, 2008, s. 344-345.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.