Dolar 34,7880
Euro 36,7924
Altın 2.950,23
BİST 9.935,96
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 15 °C
Hafif Yağmurlu

Nusrat’a Vefa

17.03.2023
1.191
A+
A-
<strong>Nusrat’a Vefa</strong>

Cihat GÜNDOĞDU

18 Mart 115 tarihinde kazanılan Çanakkale Deniz Zaferinin başrolünde Nusrat ve Erenköy Karanlık limana poyraz lodos istikametinde döktüğü 26 mayın vardı. Fakat Nusrat’ın bu başarısı maalesef uğrayacağı vefasızlığın önüne geçemedi. Hizmet dışına ayrıldıktan bir armatöre satıldı. Haliç in orta yerinde Vapurdan geçen bu milletin fertlerinin gözleri önünde üst güvertesi parçalandı. Bir kostere çevrildi.  17 Nisan 1990 tarihinde Mersin limanında yük kayması sonucu battı.  2 yıl su altında kaldıktan sonra gönüllü bir grup dalgıç tarafından su üzerine çıkarılır. Limanda çürümeye terk edilir.  Jilet olacak söylentisi tüm vatan toprağına yayılır. Adeta bir ölüm sessizliği vardır. Bunca ölüm sessizliği arasında sesini çıkartanlar da elbet vardır. Bunlardan ilki Raşit Metel’dir.

Nusrat’ın jilet olma ihtimali Türk milletinin her kesimini rahatsız ediyordu. Bu rahatsızlığını kâğıda döküp dile getirenlerden biri de eski bir Bahriyeli ve aynı zamanda bir yazar olan merhum Raşit Metel’di. Raşit Metel, sol üst köşesine ‘‘Nusret Mayın Gemisi Jilet Olacak’’ başlıklı gazete haberini ekleyerek dönemin deniz kuvvetleri komutanına aşağıdaki satırları kaleme alır;

   1 Eylül 1992

Sayın komutanım Oramiralim Vural Beyazıt,

Çok önemli konularda ve çok meşgul olduğunuz bu günlerde, değişik bir konu üzerinde sizi rahatsız ettiğim için beni bağışlamanızı rica ederim.

    Sayın Komutan Oramiralim, 26 Temmuz 1992 Pazar günü Hürriyet Gazetesinde (NUSRET MAYIN GEMİSİ JİLET OLACAK) yazısı çıktı.

    Nusret Mayın Gemisinin 30 yıl evvel satışına ait şahidi olduğum anımı birkaç ay evvel Deniz Kuvvetleri dergisinde basılması için göndermiştim. Sizlerce de uygun görülürse Kasım 1992 sayısında basılacağı kanısındayım. Nusret Mayın Gemisinin Türk tarihindeki yeri gereği gibi milletçe bilinmemektedir. Maatteessüf Deniz Kuvvetleri Mensubu olarak bizlerde davaya gerekli şekilde sahip olamamışızdır. Tarih yaratan, Deniz Kuvvetlerimizin iftihar vesilesi ve yüz akı olan bu gemiyi, içimiz sızlamadan (236.500) Türk lirasına satılmıştır.

    Geçte olsa, çok güzel bir fırsat ele geçirilmiştir. Bu geminin geri alınması imkânı olabilir mi? Böylece evvelce yapılmış olan hatalarda düzeltilmiş olur. Geminin sahibinden alınabilmesi için Çanakkale ili de dahil olmak üzere Silahlı Kuvvetler arasında bir yardımlaşma kampanyası açılabilir mi? Veya gemi hurda olarak satılacağı için buna karşılık bir hurda gemi ile takas etme imkânı olabilir mi? Bunlara benzer birçok imkanların en iyisini sizlerce tezekkür edilebileceği inancını taşımaktayız.

    En içten sevgi ve saygılarımı sunarım Sayın Komutan Oramiralim 

E.Kd.Dz. Alb.

Raşit Metel

    Raşit Metel’in kaleme aldığı dilekçesinde dilekçenin sol üst köşesine iliştirdiği Hürriyet gazetesinin 26 Temmuz 1992 Pazar günü yayınlanan baskısında yer alan ‘‘Nusret Mayın Gemisi Jilet Olacak’’ başlıklı haberin gazete küpürü aşağıdadır.

Nusrat’a karşı yapılan vefasızlık Türk milletinin her kesiminden insanının canını acıtıyordu. Bu sebeple ortak paydaları Nusrat’ı kurtarmak olan bir grup gönüllü bir çalışma grubu oluşturdu. Bu gruba Nusrat Çalışma Grubu adını uygun gördüler. Söz konusu çalışma grubunun başkanlığını Merhum Prof. Dr. Süleyman DİRVANA yapıyordu. Süleyman DİRVANA Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği en iyi hekimlerden biri olmasının yanı sıra tam anlamıyla bir Çanakkale Aşığı idi. Çanakkale aşkı Seddülbahir de üç buçuk yıl askerlik yapması nedeniyle kat ve kat artmıştı. Denize olan sevdası Çanakkale ile birleşince yelkenli teknesinin adını Seddülbahir koydu. Maviliklerde Türk bayrağını gururla dalgalandırdı. Başkanlığını yaptığı Nusrat çalışma grubunda ana hedef Nusrat’ın hurda halinin bile jilet olmasına izim vermemek, restore ettirilerek milletimize tarihini anlatan, Türkiye’nin ilk yüzer müzesini gerçekleştirmektir. Çalışmalarını bu doğrultuda sürdüren gönüllülerden oluşmuştur.

    Yıl 1999… Nusrat Mayın Gemimiz ‘in henüz hurda tacirleri tarafından jilet yapılmak üzere hurdalığa çıkartılmadığı günler. Bu yüzden de tarih ve milli şuur sahibi kişilerin de Nusrat’ın halini akıllarına getirmediği günler. Derken, Mayıs 1999 da Hürriyet gazetesinde Nusrat Mayın Gemimizin hurdalığa atılacağı haberini verir. Bunun üzerine bu vahim hatayı önleyebilecek kişilere sayısız dilekçeler yollanır. Resmî kurumların bir kısmı bu dilekçelere cevaben resmi yazılar yollarlar. Bir kısmı ise hiç tepki vermez. Yavaş yavaş komuoyunun dikkati çekilmeye başlar. Bir internet sitesi kurulur. Söz konusu internet üzerinden yazar, gazeteci, asker, bürokrat birçok kişiye ulaşılır. Böylece gittikçe büyüyen bir kartopu misali bu girişim büyür ve ‘‘Nusrat Jilet Olamaz, Olmayacak!’’ denir.

    Tüm bu girişimler sonuç verir. Akabinde Kültür Bakanlığı’mız Nusret’i jilet olmaktan kurtarır. Ancak arkası gelmez Bunun üzerine Nusrat Çalışma grubu yeni bir hedef belirler. Bu hedef; Nusrat’ı ölümsüz olduğu topraklara, Çanakkale’ye getirmektir. İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinden oluşturulan bir teknik ekip Nusrat’ın mevcut durumu üzerine incelemeler yapıp, detaylı bir rapor hazırlar. Nusrat’ın üzerinde kalan orijinal parçaları ve yapılabilecek senaryoları rapor eder.

    Nusrat Çalışma Grubundaki herkesin ortak düşüncesi, Nusrat Mayın Gemimiz ’in hurda halinde üzerinde varolan orijinal parçalarınn Nusrat’ın hukuki yaşamına sıon vermeden önce restore edilerek yeni bir yüzer gemi yapılmasıdır. ‘‘İngilizler İkinci Dünya Savaşı’nın efsane gemilerinden Belfast’ı Thames nehrinden geçirip Londra’nın orta yerine getirmiş.’’ Ulusal Deniz müzesine dönüştürmüş. Yunanlıların Averoff zırhlısı bir tarih anıtı olarak Pire’ye demirlemiş, gelecek nesillerine gurur taşımakta… Rusya’nın gururu Aurora, Saint Petersburg kentinde, güneşin altında parıldıyordu. Preveze deniz zaferiyle övünen, Barbarosları ile Turgut reisleriyle gururlanan biz ne yapmışız? Nusrat’ı koster, Yavuz’u jilet, Savaronayı ise gezinti teknesi… Peki Nusrat’ın kurtarılması aynı zamanda nasıl anlamlandırılacaktır? Üç tarafı denizlerle çevrili ve tarihinde birçok deniz zaferi olan bir milletin tarihinde önemli bir yer işgal eden gemisi yapmış olduğu vefasızlığı ortadan kaldırmak anlamını taşımaktadır.    

    Nusrat Çalışma Grubu tarafından İstanbul Teknik Üniversitesi Bağlısı Teknik Ekibin Hazırladığı Teknik Rapor aşağıdadır;

TEKNİK RAPOR

14.01.2001 tarihinde Mersin Limanı mendireği içinde bağlı halde bulunan ve yeni adı Kaptan Nusret olan gemide yapılan sörveyler neticesinde yapılan tespitler aşağıdadır.

Köprüüstü

   Geminin köprü güvertesi üstünde hiçbir teçhizat ve donanım bulunmamakta olup, kaptan köşkü sadece çelik bünye halindedir. Köşk içerisinde yerden yaklaşık 40 cm. yükseklikte kırık bir makine telgrafı ayağı ve merkezde yerden 15 cm yükseklikte yine kırık ve parçalanmış durumda ahşap pusula altlığı bulunmaktadır.

Yaşam Mahalleri

    Ana güverte üzerinde kıç tarafa yerleştirilmiş salon ve kamaralardan, çelik yapı dışında hiçbir teçhizat kalmamıştır. İç kaplama tamamen sökülmüş, bölmeler ise kırık ve sökük durumda olup, tavanda yer yer kablo parkeleri görülmektedir.

Yeke Dairesi

    Geminin yeke dairesinde hiçbir donatı bulunmamakta, dümen rotu üzerindeki yeke ve hidrolik dümen motoru hurda ve parçalanmış durumdadır. Aynı mahalde 2 adet çelik elektrik panosu içi boş ve hurda haldedir.

Makine Dairesi

    Geminin Makine Dairesi panyol seviyesine kadar su altındadır. Diesel Ana Makine tamamen dağıtılmış, kaverler sökülerek yaşam mahalline çıkarılmış, pistonlar alınmış, silindir bloğu ve bed pleyt gemi bünyesine bağlı durumdadır. Makine dairesi iskele tarafta 2 adet hava tüpü bulunmaktadır. Makine dairesi içerisindeki bir kısım posta, kemere ve posta kemere bağlantı braketleri perçinli konstrüksiyon olup, dış kaplamaya ve gücerte saçlarına kaynak ile bağlanmıştır. Makine dairesinde bulunana perçinli yapıdaki posta, kemere ve braketlerin orijinal yapısından kalma ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Makine dairesinde bulunan teçhizat, makine ekipman, devre ve donatıların değiştirilmiş olduğu, geminin son donatanı tarafından ifade edilmiştir.

Kargo Mahalleri

Gemi iki ambar ağzı açıklığı (mezarnası) olan tek (tulum) ambarlı bir gemidir. Ambar kapakları mevcut değildir. Ana güverte saçları tamamen yenilenmiş olup, ambar içi elemanlarında yapılan iç değişikliklerde, geminin eski yapısından kalan perçinli köşebentlerin perçinleri temizlenerek posta ve kemere olarak kullanılmış olduğu görülmüştür. Genel olarak ambar içerisinde 20- 25 metre aşırı zafiyetli ve aşınmış durumda köşebent bulunmaktadır. Bu köşebentlerin geminin orijinal yapısından kalma olduğu, perçinlerinin sökülüp kaynaklı hale dönüştürülmüştür. Ambar kıç tarafı su almış durumdadır. Bu ambarın görülebilir kısımlarında double bottom tankları içinde geminin orijinal yapısından kalan  posta, döşek gibi elemanların kullanılmış olabileceği, geminin son donatanı tarafından ifade edilmiştir.

Baş Kasara

    Kasaranın çelik yapısı tamamen kaynaklı konstrüksiyon olup, kasara üstünde 1 adet yük vinci ve 1 adet baş ırgat bulunmaktadır. Orijinal olmalarına ihtimal verilmemiştir.

Dış Kaplama

Geminin su üstünde kalan dış kaplama saçları baş ve kıç bodoslamalarda ve paralel gövdede tamamen kaynaklı konstrüksiyondur. Yapılan onarım ve tadilatlarda bu gövde ucunun yenilendiği ifade edilmiştir. Sancak baş taraf parampeti üzerinde bulunan halat loçası ve ana güverte üstü iskele kıç tarafta bulunan halat babası çelik döküm olup eski tiptir. Bunların orijinal olmaları muhtemel olup, benzer tip bir gemi sökümünden alınmış olmaları da mümkündür.

    Sonuç olarak görülen ve sörveyleri yapılan ‘‘Kaptan Nusret’’ adlı geminin zaman içerisinde yapılan onarım ve tadilatlarında, tipi ve yapısının tamamen değiştirildiği, yapılan bu değişikliklerde eski yapıdan çok az malzemenin 25-30m köşebent ve D.B. tanklarında 1-2 plaka saç) korunarak kaldığı teçhizatın tamamen değiştirildiği anlaşılmıştır.

Nusrat’ın Hukuki açıdan yapılan 14.01.2001 tarihli inceleme raporu aşağıdadır.

    Adı geçen geminin Bağlama Limanı’nın İstanbul olduğu ve bu limana 2252 sayı ile ve İstanbul gemi Sicil Kütüğü ’ne de 3644 sayı ile kayıtlı bulunduğu görülmüştür. Nusrat gemisinin gemi sicil kayıtlarının incelenmesi neticesinde; tam boyunun 51,85 metre, tescil boyunun 48,10 m, eninin 7,52metre draftının 3,35 metre, grostonunun 387,63 ton, net tonunun 216,50 ton olarak kaydedildiği görülmüştür. Geminin 1977 ve 1982 yıllarında görmüş olduğu tadilatların Gemi Sörvey kurulunca kontrol edilerek uygun görüldüğü anlaşılmıştır. Kütükte tescil mesnedi olarak, ‘‘Donanmadan kadro dışı edilen geminin tadilen yeniden inşa edilmesinden’’ şeklinde bir açıklamanın yer aldığı görülmüştür. Geminin Türk gemi siciline ilk tescilinin 22.04.1966 tarihinde İsmail Kaptanoğlu ve Kadir Kalkavan adına yapıldığı, 01.11.1977 tarihinde ise Ahmet Tombul adına tescil edildiği görülmüştür. Daha sonra temlik sureti ile maliklerin değiştiği, 14.08.1978 itibariyle hisse nispetlerinin yeni malikler arasındaki dağılımının; Mustafa Okan ve Kardeşler Kollektif Şirketi 30/90 Ali Taylan 30/90 Selahattin Doğruyol 10/90, Şaban Doğruyol 10/90, Hacer Doğruyol 10/90 şeklinde olduğu anlaşılmıştır. Daha sonra 27.10.1978 tarihi itibari ile maliklerin hisse nispetlerinin; Mustafa Okan ve kardeşleri Kollektif Şirketi 45/90, İmdat Okan 15/90 Ali Taylan Özsoy 30/90 olarak değiştiği görülmüştür. 25.02.1992 tarihinde ise bu oranların; Mustafa Okan Oğulları Gemicilik San. Ve Tic. Ltd. 45/90, İmdat Okan 15/90, Ali Taylan Özsoy 30/90 olarak yeniden değiştiği görülmüştür.    

    Müteakiben bu maliklerden Ali Özsoy’un payını 16.09.1997 tarihinde Türkiye Kızılay Derneği’ne Mersin 3. Noter ‘inde düzenlenen 22979 sayılı senetle hibe ettiği, İmdat Okan’ın Mersin 3. Noter ’inde 24.09.1997 tarih ve 22627 sayılı senetle yine Türkiye Kızılay Derneği’ne hibe ettiği, Mustafa Okan Oğulları San.Tic.Ltd.nin de Mersin 5. Noterliği aracılığıyla düzenlenmiş 30.12.1998 tarih ve 057577 sayılı senetle Mersin Devlet Hastanesi Sağlık ve Eğitim Vakfı’na hibe edildiği görülmüştür.

    Sonuç olarak İstanbul Gemi Sicil Kütüğünde ‘‘Kaptan Nusret’’ adı ve 3644 sayı ile tescili bulunan geminin, TCG Nusrat gemisi olduğu, henüz terkin edilmediği ve gemi olarak hukuken bugüne kadar hayatiyetini koruduğunu anlaşılmıştır.

 Nusrat Çalışma Grubu’nun Konu İle İlgili Yazışmaları Ve Cevaplar

Dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay’a çekilen ve bir cevap verilmeyen yazı:

07/02/2002

KONU: NUSRAT MAYIN GEMİSİ PROJESİ

Sayın Bakanım,

Bu belgeyi hem kurumunuza hem de size bir başvuru niteliğinde geçiyorum. Nusrat Mayın Gemimizi duymamış olamazsınız. Türkiye Cumhuriyeti’nin tohumunun yeşerdiği dünyanın en teknik donanımlı düşmanlarının tümüne Türk’ün kahramanlığı ve insanlığı gösterdiği Çanakkale’de 7-8 Mart gecesi döktüğü mayınlarla sadece Türk tarihini değil, aynı zamanda dünyanın tarihini değiştiren bir tarih mirasıdır. Nusrat Mayın Gemimiz. Düşman boğazlardan geçemeyip Rusya’ya yardım ulaştıramayınca Çarlık yıkılmış, savaş dört sebe daha uzamış ve buna benzer birçok olay tarihteki yerini, almıştır.

    Nusrat o günden bugüne dek yaşamını zor da olsa sürdürmüştür. Ondan ona satılıp, kum kosteri haline getirilip, bata çıka bugüne gelmiştir. Aralık 1999 gibi hurdaya gönderilip, tarihimizde jilet yapılan nice değerli gemi gibi o da sırasını beklerken ‘‘Nusrat jilet olmayacak’’ şiarıyla yola çıktığımız bir uyarı sonucu bakanlığınız Nusrat’ı satın almıştır. Yalnız o günden sonra Nusrat için kayda değer, şanına yakışır hiçbir harekette ve girişimde bulunulmamıştır.

    Geçtiğimiz günlerde Tarsus Belediyesi’nin Nusrat konusunda bir girişiminden haberdar olduk. Ancak bu girişime sevinmekten çok üzüldük. Çünkü Tarsus Belediyesi’nin projesi Nusrat’ı parçalarına ayırıp Tarsus içinde bir parka oturtmaktan ibaret. Bizim Aralık 1999’dan beri düşüncemiz Nusrat Mayın Gemimizi tekrar orijinal haliyle ait olduğu, yakıştığı boğazlarda yüzdürmek ve Türkiye’nin ilk yüzer müzesini milletimizin hizmetine sunmaktı. Bu konuda teknik raporlar hazırlandı. Nusrat’ın bugünkü halinde varolan orijinal parçalar tespit edildi. Deprem yaralarının sarıldığı bu günlerde de restorasyon için kamuoyu oluşmaya başlarken geminin Tarsus Belediyesi’ne devredildiğini duyduk. Önemli olan bir konu şu ki: Nusrat Mayın Gemisi Türk milletine aittir ve ona en yakışacak hareket de tekrar boğaz sularına döndürüp Türk gençliğine tarihini anlattırmaktır.

    Dünyanın birçok yerinde buna benzer örnekler olduğunu bizden çok daha iyi biliyorsunuzdur. Denizci bir milletin torunları olmakla övünmemize rağmen, denizlerimize ve tarihimize sahip çıkmayışımız utanılacak bir durum değil midir?

    Nusrat’ı restore edip, devam eden hukuki yaşamına son vermeden, yüzer müze haline getirmek için çalışmalarımızı bakanlığımız altında devam ettirmek istiyoruz. Sizden ricamız Nusrat’ı ait olduğu sulara döndürmek için sadece destek ve projemizin resmiyet kazanmasıdır.

    Biz, her yaştan, her kesimden Çanakkale’ye ve Nusrat Mayın Gemimize gönül vermiş kişiler olarak Nusrat Çalışma Grubu altında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türk gençliğinin Televolelerden ziyade her zaman birinci vazifesini hatırlamasına, Türk kültür ve tarih şuuruna sahip olmasına yardım etmek istiyorsanız projemize destek vermenizi rica ediyoruz.

Saygılarımızla,

Başbakanlığa atılan e-mektuba verilen cevap:

Sayın Ercan Erol,

Sayın Başbakan’a sunduğunuz dilekçeniz incelenmiş olup, görüş ve önerilerinizin Kültür Bakanlığı’nca değerlendirilebilmesi için 11.02.2002 tarih ve B.02.0.BHİ-444.044/1429 sayı ile iletilmiştir.

Bilgilerinize. Saygılarımızla.

Başbakanlık Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı   

Anıtlar ve Müzeler Müdürlüğü’ne gönderilen e-mektuba gönderilen resmi yazı:

T.C.

KÜLTÜR BAKANLIĞI

ANITLAR VE MÜZELER MÜDÜRLÜĞÜ

ANKARA

SAYI    : B.16.0.AMG.0.80.00.01/75

KONU : NUSRAT MAYIN GEMİSİ

Tarih    : 26.02.2002 * 002364

Sayın Ercan EROL

Nusrat Çalışma Grubu Adına

    Çanakkale Savaşları’na katılan ve Mersin Limanı’nda bulunan Nusrat Mayın Gemisi’ne ilişkin 07/02/2002 tarihli başvurunuz incelenmiştir.

    Geminin müze olarak kullanılabilmesi için mülkiyeti bakanlığımızca satın alınmış, restore edilerek anılan maksada uygun değerlendirilmesini teminen de heyetler kurularak uzmanlara incelemeleri yaptırılmış olup, sonucunda elde edilen tespitler ile Genel Kurmay Başkanlığı’nın 13.08.2001 tarih ve 792 sayılı yazısı gereği  sadece omurgasının bir bölümü ve birkaç parçası haricinde hiçbir orijinal aksamı ve donanımı kalmadığı, yeniden inşasının mümkün olmadığı ve tarihi açıdan da değer taşımayacağı, orijinal kabul edilen birkaç parçasının sökülerek hurda işlemine uygun bulunduğu ifade edildiğinden konu bakanlık makamına arz edilmiş, bu hususta 27.08.2001 tarih ve 4474 sayılı Olur ile uygun görülmüş olup 29.08.2001 tarih ve 9656 sayılı yazımız ile İçel Valiliği’ne talimat verilmiştir.

    İçel Valiliği’nin 09.01.2002 tarih ve 119 sayısı ile de geminin Tarsus Belediye Başkanlığı’nca restore edilerek Belediye Başkanlığı’nca belirlenecek bir yerde sergilenmek ve halkın ziyaretine sunulmak üzere Tarsus Belediyesi’ne teslimi teklif edildiğinden konu yeniden değerlendirilmiştir. İçel Valiliği ve Tarsus Belediye Başkanlığı’nca konunun çözüme kavuşturulması için gereğinin yapılması Makamın 21.01.2002 tarih ve 841 sayılı onayı ile uygun görülmüş, hurdaya çıkarılması yerine restore edilip, Belediye Başkanlığı’nca uygun görülecek yerde sergilenmesinin yapılabilmesi için de Valiliğe talimat verilmiştir.

    Anlaşılacağı ve Belediye Başkanlığı’nın 25.12.2001 tarih ve 9436 Encümen kararında ifade edildiği, gibi geminin Belediyeye devrindeki amaç; tarihi yaşatmak ve geçmişimize sahip çıkmak amacıyla restore edilerek Belediyece belirlenecek bir yerde sergilenmesi ve halkın ziyaretine sunulmasıdır.

Bilgilerinize rica ederim.

M.Aykut ÖZET

Arkeolog M.A.

Genel Müdür V.

1999 yılına ait ‘‘Kaptan Nusret’’ gemisinin 2000 yılına ait Akdeniz Bölge Komutanlığı tarafından hazırlanan bilgilendirme raporu aşağıdadır:

M/V KAPTAN NUSRET GEMİSİ İLE İLGİLİ ÖZET BİLGİLER

1.GENEL HUSUSLAR

BOY                                 :51,85 M.

GROSS TON                   : 270

NET TONALİTO        : 178

BAĞLAMA LİMANI: İSTANBUL

SİCİL NO                    : 3644

TADİLATLAR            : Gemi 1966 – 1982 ve 1987 yıllarında büyük tadilat görmüş, boyu uzatılmış, yaşam mahali kıç tarafa alınmıştı.

DONATAN                 : a. Mustafa Okan ve Ortakları 45/90 hisseye sahiptir.

                                        b. İmdat Okan 15/90 hisseye sahiptir.

                                        c Ali Özsoy 30/90 hisseye sahiptir.

1.GEMİNİN HALİHAZIR DURUMU

a. Gemi 14.4.1990 tarihinde Mersin Limanında yükleme esnasında 9 nolu rıhtımda batmıştır. Bu durumda 4 ay su altında kalmış ve Ağustos 1990 tarihinde kurtarılmıştır.  

b. Kurtarılmayı müteakip yapılan dalgıç muayenesinde aşağıdaki hususlar belirlenmiştir;

(1) Gemi karinasında herhangi bir hasar yoktur.

(2) Sancak vasatta su kesiminin 35-40 cm kadar altında saç kaynak yerinde15 cm’lik bir çatlak bulunmaktadır. Su sızdırmazlığı içerden çimentolamak suretiyle önlenmiştir.

(3) 16’ncı kemere hizasında ve ambar ortasında 8-9 cm çapında tapalanmış delikler bulunmaktadır.

(4) Kurtarma esnasında sapan vurulan yerlerde de yırtıklar tespit edilmiştir.

c. Gemi halen Mersin Limanında alargada bir bekçi nezaretinde beklemektedir.

3. DİĞER HUSUSLAR

Donatanın;

a. Geminin batık durumda, rıhtım işgal etmesinden doğan işgaliye borcu bulunmaktadır.

b. Yükün ziyan olmasından dolayı sigorta şirketi ile mahkemelik durumdalar.

AKDENİZ BÖLGE KOMUTANLIĞI

Söz konusu raporlar sonrasında son olarak Tarsus belediye dönemin belediye başkanı Burhanettin Kocamaz’ın yoğun gayretleri ile gemiyi alır. Tarsus’a 3 parça halinde getirerek ellerindeki imkanlar ölçüsünde aslına benzeterek müzeye dönüştürmüştür.

Nusrat’ın ruhu bugün Tarsus’ta ve Çanakkale de müze gemi olarak hizmet veren aslının kopyası TCG Nusrat’ta yaşamaktadır…

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.