EVRAKA EVRAKA
EVRAKA EVRAKA
Önce bilgi sonra icraat. Evet bir alanda verilecek olan kararlar öncesinde buna dair bilgi evrenini tanımlamak ve sonra tamamlamak ilk görev olsa gerek. Aksi takdirde bazı tesadüflerin bizi yönlendirmesinden daha öteye gitmek mümkün görünmemekte.
Çanakkale Savaşları konusunda önce amatör olarak başladığım çalışmalarımı akademik düzleme aktarırken bir çok tesadüf ile de karşılaştım. Bunlar arasında “bana göre” en dikkat çekeni ise şehitlerimizin defin yerleri idi. Evet tam 3 şehitlik alanımızın “bulunması” sürecinde doğrudan yer aldım. Ancak burada bahsi geçen bu alanlar Şevki Paşa haritasında ortalama herkesin yerini bulduğu alanlar değildi. Ve o zaman da burada yaptığım gibi çok sevindim, gururlandım ve hatta kendi kendime ne büyük iş yaptık diye tekrarladım. Ta ki şu soruya kadar; ya daha bulunmayı ve hatırlanmayı bekleyen şehitlerimiz ve şehitliklerimiz varsa?
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tesadüf ve şansa mı ihtiyacımız var? 104 yıldır akademi, kamu kurumları, araştırmacıların organize bir yapı içerisinde yürüteceği çalışmalar ile bu işler tamamlanamaz mıydı? Ve biz şuan sadece mevcut tüm şehitlik alanlarımızda sadece ziyaretlerimizi gerçekleştiriyor olamaz mıydık?
Sanırım bu sorulara herkesin kendine göre vereceği cevaplar vardır. Ama ortada olan bir gerçek var. Üzerinden geçen yüz yıldan fazla bir zamanda dar bir coğrafyada şehitlerimizi hala evraklar arasında tesadüfler ile bulmaya devam ediyoruz. Ki bu bulunanlardan kimileri ise hala ilgiye muhtaç. Hayatlarının baharında vatanları için toprağa düşmüş vatan evlatlarının başına bir mezar taşı koyamıyorsak, mezarlarını düzenleyemiyorsak ve hala işimiz şansa kaldıysa bu günah kimin? Evet bu günah hepimizin.
Tarih metodoloji için kullanılmayan bir yöntemdir. Bu kuralı bir an yok saysak ve zamanı geri alsak. Bugüne kadar belki 50 yıl belki 70 yıl önce “Şehitlikleri Araştırma Komisyonu” kurulmuş olsa ve bu kurul bugüne kadar tüm arşiv belgeleri üzerinde çalışmalarını yapmış olsaydı; bizler bugün belki sadece şehitliklerimizde Fatiha okumak ile meşgul olacaktık.
Peki bugüne kadar bu yapılmadıysa bundan sonra da bir 50 ya da 70 yıl daha bekleyelim mi? Yoksa tüm kurum ve kuruluşların desteği “Şehitlikleri Araştırma Komisyonu” kurup artık tüm şehitlik alanlarımızı ortaya çıkarıp torunlarımıza sadece dua okuyacakları bir gelecek mi bırakalım.