Dolar 32,3374
Euro 34,8108
Altın 2.390,60
BİST 10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18 °C
Parçalı Bulutlu

Çanakkale Cehpesi’nde Ramazan Bayramı

23.04.2023
941
A+
A-

Barış BORLAT

Çanakkale Cephesi’nde asker iki bayram geçirmiştir. Askerin, her gün cephede şehit ve gazi olmayı beklediği günlerde dini bayramların ayrı bir yeri vardır. Seferberliğin ilanı ile birlikte başlayan muharebe hazırlıkları dâhilinde askerlerin muharebe gücünün etkilenmemesi için Ramazan’da oruç tutmayarak kaza edebileceklerine dair bir fetva yayınlanıp birliklere tebliğ edilmiştir. İbrahim Arıkan, bu tebliğin yayınlandığı günü hatıralarında şu şekilde aktarmıştır;

“10 Temmuz 1330’da (23 Temmuz 1914) seferberlik ilân edildi. Bütün efrat oruç tutuyordu. Teravih namazını da Beşiktaş Camii’nde kılıyorduk. 1330 Ağustos’unun ilk günlerinde Almanlar Goben ve Breslau zırhlılarını Çanakkale Boğazı’ndan içeri soktular. Daha sonra bu iki zırhlıyı satın aldık. Goben zırhlısının ismi Yavuz, Breslau zırhlısının ismi de Midilli olarak değiştirildi. Ağustosun ilk günlerinde Çanakkale Boğazı mayınlandı ve kapandı. 4 Ağustos 1330 (17 Ağustos 1914) günü İngiltere, Almanya’ya harp ilân etti. 30 Ağustos 1330’da (12 Eylül 1914) bölüğümüz Ortaköy Deresi’nde atış yapmakta iken Şeyhülislam’dan gelen bir fetva, sefer halinde askere oruç tutmanın caiz olmadığını bildiriyordu. Bundan dolayı da orucumuzu o gün ve o saat bozduk.”

Resim1-Seferberlikten sonra Levent Çiftliği’nde padişahın huzurunda yapılan büyük resmî geçit. Piyadeler padişahın otağı önünden geçiyor.

Buna rağmen muharebe bölgesinde görev yapan ve cephe gerisi hizmetleri yürütmesinde oruç tutan asker ve imamlar da vardı. Bunlardan birisi de Abdullah Fevzi Efendi idi. Fevzi Efendi hatıralarında bu durumu şu şekilde aktarmıştı.

“Tatlı bir su haline alıyor. Işıktan daha berrak ve temiz, havadan daha ince ve narin, susuz kalmış bir canlı bu pınarı görse, iştahı daha da artar ve daha da susuzlaşır. Hele hele bu canlı oruçsa, etraftaki kor gibi sıcak ramazan mübarek günde onun susuzluk kuşatmışsa hali nice olur? Canım çekse de ondan bir yudum dahi içmedim. Ellerimle onu avuçlayamadım. O ısrar etse de. Boynumu ve boynumun yan taraflarını, başımın arkasını Islatmakla yetindim.”

Resim2-Arif Bey Çeşmesi’nden askerlerimiz su ihtiyaçlarını karşılıyor. Ayıcı Arif.

Bir yandan da Gelibolu Yarımadası’nda sınırlı da olsa bazı köylerin minarelerine kandiller asılmış ve Ramazan, imkânlar dâhilinde yaşanmaya çalışılmıştır. Bu köylerden birisi de Turşun idi. Haydar Alganer, Ramazan ayında buradan geçerken gördüğü manzarayı şu şekilde aktarmıştı;

“Turşun’dan geçiyoruz. Garip Müslüman köyceğizinin boynu bükük. Minareciğe mübarek Ramazan hürmetine iki kandil asılmış. Zavallı camiyi, muhtemelen iki ihtiyar Müslüman’dan başkası ziyaret etmiyor. Bu sırada ezan okunuyor. Uzaklardan da garip ve sönük bir hüzünle ezan seslerinin gelmesi, mübarek Ramazan hürmetine, Müslümanlığa daha fazla bir hürmet gösterildiğini kanıtlıyordu. İşte genel savaşta eski bir Türk köyceğizinde Ramazan … Geleceği hayırlı olur inşallah.”

Bu defa Ramazan Bayramı’nın birinci günü Turşun Köyü’nden Mustafa Şefik Efendi geçecekti. Mustafa Efendi o günü hatıralarında şu şekilde aktarmıştı:

“Mıntıkamızı 5. Tümenin alaylarından birisine terk edip geceden istifade ile hareketle sabaha karşı Ramazan Bayramının birinci günü harbe iştirak etmek üzere hazırlık yaptığımız Turşun köyüne alayın ağırlık karargâhına ulaştık. Bu köyde yemek hazırlanıncaya kadar istirahat edip yemeği müteakip yeni mıntıkamıza doğru harekete geçtik.”

Resim-3 Cephe gerisinde askerlere yemek dağıtımı yapılıyor.

Cephede Ramazan’ı karşılayan ve günlüklerine aktaran isimlerden birisi de 19. Tümen Kurmay Başkanı Binbaşı İzzettin Bey idi. İzzet’tin Bey 13 Temmuz 1915 tarihli günlüğüne şunları yazmıştı: Karargâhta meşgul olduk. Bu gün Ramazanın birinci günü, Cenab-ı Hak emsal-i kesîresiyle müşerref eylesin ve Ramazan hürmetine ordumuza nusret ve millet ve vatana saadet bahşetsin”

Ramazan ayının gelişini 19. Tümen Komutanlığı da bağlılarına bildirmiş bunun üzerine birliklerden komutanlığa cevabi yazılar gelmeye başlamıştı ki bunlardan birisini de Ramazan Bayramı’nda şehit olacak olan 57. Alay Komutanı Hüseyin Avni Bey yazmıştı.

19. Tümen Komutanlığına

Edirne Sırtları’ndan

Bilcümle müminin şeref hulûluyla müşerref olduğu şuhur-ı Ramazan-ı mağfiret-nişanı tebriken alayımız namına tastir buyrulan ve hakkımızda ibzal buyurulan gelen teveccühat-ı âlî-i kumandanîlerinde olarak daha bu gibi birçok eyyam-ı mes’udeye nailiyetimizi Cenâb-ı Rabb-i müte’al hazretlerinden tazarru’ eylemekte olduğumuz maruzdur.

57. Alay Kumandanı Yarbay Avni

Ramazan Bayramı’nın birinci günü düşmanın Ağustos ayında başladığı taarruzların dönüm noktası olan 10 Ağustos’tan iki gün sonra 12 Ağustos’ta yaşanmıştır. Askerlerin önemli bir bölümü bayram namazlarını kılamamış, düşman saldırısına karşı tetikte beklemiştir. Ramazan Bayramı sabahı 11. Tümen’de sade bir tören düzenlenmiştir. Erlerin kıyafetlerinin tozları alınmış, imkânlar dâhilinde tıraş olunmuş ve boy abdestleri alınmıştır. Bayram hutbesi uzatılmamış ve hatta kimi birliklerde iptal edilmiştir. Erler namaz sonrası birbirlerinin bayramını tebrik etmiş ve asker cephede bayramı mütevazı şartlar altında kutlamıştır.

Bayramın ikinci günü cephede önemli bir acı yaşanacak, 57. Alay Komutanı Hüseyin Avni Bey şehit olacaktı. 13 Ağustos 1915 Cuma günü Bayramın ikinci günü idi. Sabah erken saatlerden itibaren uçak sesleri Arıburnu sırtlarında yankılanmaya başlamıştı. Uçaklar birkaç haftadan beri tüm cephenin hava fotoğraflarını çekmiş, cephe gerisini önemli oranda incelemişti. Gün doğumuyla birlikte şiddetli bir bombardıman başlar. Etrafın toz duman olması ile birlikte tüm asker tekrar zeminliklere çekilerek, bayramın ikinci günü bu bombardımanın bitmesini bekler. Bu saatlerde cephede askerin korunaklı alanlarını tamir edilmesi için Hüseyin Avni Bey, Tümen komutanlığına rapor gönderir. Bu raporu yazarken karargâhta ziyaretine Zeki Efendi gelir. Zeki Efendi, cephe hakkında genel bilgileri verirken Hüseyin Avni Bey, o an sanki kendi değildir. Zeki Efendi, komutanın dalgın ve kederli halinin sebebini sorar. Hüseyin Avni Bey, sabah çocuklarından mektup aldığını söyler ve “Evimden bir mektup geldi. Çocuklarım bu savaşın daha ne kadar süreceğini soruyorlar. Geçen yıl bayramı birlikte geçirmiştik, bu yıl da bayramda babalarının yanlarında olmasını istediklerini, bensiz ne kadar mükedder olduklarını yazmışlar” diyerek üzüntüsünün sebebini açıklar. Saat öğlen 13.20’de Zeki Bey, son raporunu yazar ve iki gündür süren yoğun bombardıman altı yorgundur biraz dinlenmek ve evden gelen mektuba cevap yazmak için çadırına çekilir. Biraz sonra bayram tebriki için subayların geldiğini haber verirler. Hemen hazırlanır dışarı çıkar. Açık alanda olmaktan çekinmezler. Karargâhın yanındaki bu bayramlaşma esnasında Müttefiklerin bombardımanı yoğunlaşmıştır ve saatler 14.15’e yaklaştığında obüs mermilerinden birisi 57. Alay karargâhının üstüne düşer ve ağır yaralanan Hüseyin Avni Bey şehit olur.

Resim4– Hüseyin Avni Bey’in şehit olduğu yeri de gösterir fotoğraf.

Ramazan Bayramının ikinci günü yaşanan bu olay cephede büyük bir üzüntü yaratmış, bu durum tüm komuta kademesi yazışmalarına yansımıştır. Çanakkale Cephesi’nin Ramazan Bayramı şehidi Hüseyin Avni Bey nezdinde tüm şehitlerimizin aziz ruhlarını rahmet ve minnet ile anarken herkese sağlıklı huzurlu bayramlar dilerim.

KAYNAKLAR

Abidin Ege, Çanakkale, Irak ve İran Cephelerinden Harp Günlükleri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2011.

Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, V. Cilt Cephesi Harekâtı 1., 2., 3., Kitapların Özetlenmiş Tarihi (Haziran 1914- 9 Ocak 1916), Genelkurmay Basımevi, Ankara 1997.

Çanakkale 1915 Kanlısırt Günlüğü, Mehmet Fasih Bey’in Günlüğü, Yay. Haz. Murat Çulcu, Kaptan Yayıncılık, İstanbul 2006.

Haydar Mehmet Alganer, Çanakkale Kara Savaşları Günlüğü, Deniz Basımevi Müdürlüğü, 2010.

Hüseyin Avni Tanman-Ahmet Yurttakal, Şehit Yarbay Hüseyin Avni Bey, Kronik Yayınları, İstanbul 2021.

İ. Hakkı SUNATA, Geliboludan Kafkaslara Birinci Dünya Savaşı Anılarım, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2015.

İbrahim Arıkan, Osmanlı Ordusunda Bir Nefer, Timaş Yayınları, İstanbul 2010.

Kazım Karabekir, İnsan ve Asker, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2008.

Lokman Erdemir, Çanakkale Savaşı Siyasi, Askeri ve Sosyal Yönleri, Gökkubbe Yayınları, İstanbul 2009.

Mithat Atabay, Çanakkale Cephesi’nde Siperden Gerçeklere, Paradigma Yayınları, Ankara 2015.

Mustafa Şefik Efendi, Çanakkale, Kafkas, Gazze ve Sina Cephesinde Yaşadıklarım, Şehitkale Yayıncılık, İzmir 2013.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.